Cinler

CİNLER ALEMİ

Cenab-ı Allah(c.c.) bazı kullarının kalp gözünü açar. O kullar 72 bin alemden bazılarıyla görüşür. Peygamber(s.a.v.) efendimiz 28 bin alemle görüşüyordu.
İnsanlar MEDYUM deyince “Kaç cini var?” diye hemen soruyorlar. Bir medyum; cinler alemini yolda, evde, sokakta, her yerde görür. Ancak etrafımızda hiç bir şey görmeyen, hiç bir şey bilmeyen, sadece tahminlerle konuşan bir sürü “medyum” var. İnşallah sizlerle karşılaştığımızda emeklerimin boşa çıkmadığını göreceksiniz.Bugüne kadar bir çok kardeşimizin evlilik, iş sıkıntısı, aile huzursuzluğu, nazar, ruhi bunalımlar ve bunlar gibi birçok sorunuyla ilgilendim. Elimden geldiğince, sizlerin de dualarıyla, Allah(c.c.)’ın izniyle yardımcı oldum. Hurafelerden çare aramak boşunadır. Cenab-ı Allah(c.c.) herderdin şifasını vermiştir. Benim amacım yüce Rabbimizin şifalarına sizi yönlendirmektir.

Cin insanın bedenine girdiği andan itibaren aşağıdaki belirtilerden en az bir kaçı görülür;

    • Sebepsiz başağrıları
    • Vücutta uyuşma
    • Vücudun çeşitli yerlerinde ağrılar
    • Sebepsiz bayılma
    • Gözetleniyormuş hissi
    • Devamlı huzursuzluk, daralma
    • Heryerde bir takım şekiller veya renkler görme
    • Sürekli arkadan itiliyormuş hissi
    • Yalnız kalma isteği
    • Halsizlik, iş yapmama isteği
    • Geceleri korkmak veya uyuyamamak
      Eğer bu belirtilerden bir yada bir kaçını gözlemlediyseniz vakit kaybetmeden irtibata geçiniz

CİNLER ve DİN

Cin’in lugattaki manası gizliliktir, görünmeyen gizli varlıklar demektir. Cinlerin asıl suretini gören olmamıştır. Cinlerin hakikatini göremeyiz. Çünkü cinler metafizikdir manadır; görülmeyecek kadar latif varlıklardır.
Kuran-ı Kerim’de iki yüzden fazla ayetler cinler yaratılışından, varlığından, insanlardan önce yaratıldığından bahseder. Ayrıca Kuran-ı Kerim’in özellikle 72. suresi olan 28 ayetten müteşekkil cin suresi hep cinlerden bahseder.

Bu bakımdan mutlak bir varlık olarak cinlerin inkarı İslam inancına göre mümkün değildir. Pozitif ilim de cinlerin varlığını ve görünmez olduklarını kabul etmektedir.

Cinler dünyadaki insan sayısının beş katıdır. Ömürleri 800 ile 1000 yıldır hatta daha fazladır. İnsanlar gibi hayat şartları var. Birbirleriyle evlenebilir, hatta çoluk çocuk sahibi olabilirler.

İnsanları, dağları, taşları, ağaçları, yerleri, gökleri, denizleri ve nehirleri yaratan Allah(c.c), tıpkı onlar gibi birer varlık olan cinleri de yaratmıştır. Cinler de Allah(c.c.) tarafından yaratılmış olan tüm varlıkların gözle görülmeyen birer fertlerdir. Kuran-ı Kerim’in ifadesine göre asıl maddeleri ateştir. Son derece latif ve ince cisimli oldukları için, gözle görülmezler. Tıpkı nurani olan melekler gibi. Onların gözle görünmemesi yokluklarını gerektirmez. Varlıkları Kuran-ı Kerim’de ve hadislerle sabittir. İnkarı mümkün değildir.

Büyük alim ŞEYH ŞA’RAVİ buyururlar ki; “Gaybi işlerde dini meselelere gelince, bunlara iman etmek vaciptir. Mahiyetini ve keyfiyetini bilmesek bile. Çünkü imanın bir zirvesi vardır ki, o da Allah’a iman etmektir.”

Bir kere kendi isteğinle Allah(c.c.)’a iman ettin mi? Aklınla zirvenin altına girdin mi? Aklın alsın, almasın Allah(c.c.)’ın her dediğini kabul etmek zorundasın. Çünkü bilmemek ve görmemek de hiçbir zaman delil sayılmaz. Çünkü maddeyi gören gözler, manaya da inanmak mükellefiyetindedir. Yani bir şeyin varolduğunu bilmemek, o şeyin yok olduğunu göstermez.

Cin’in lugattaki manası gizliliktir, görünmeyen gizli varlıklar demektir. Cinlerin asıl suretini gören olmamıştır. Cinlerin hakikatini göremeyiz. Çünkü cinler metafizikdir manadır; görülmeyecek kadar latif varlıklardır.

Kuran-ı Kerim’de iki yüzden fazla ayetler cinler yaratılışından, varlığından, insanlardan önce yaratıldığından bahseder. Ayrıca Kuran-ı Kerim’in özellikle 72. suresi olan 28 ayetten müteşekkil cin suresi hep cinlerden bahseder.

Bu bakımdan mutlak bir varlık olarak cinlerin inkarı İslam inancına göre mümkün değildir. Pozitif ilim de cinlerin varlığını ve görünmez olduklarını kabul etmektedir.

Cinler dünyadaki insan sayısının beş katıdır. Ömürleri 800 ile 1000 yıldır hatta daha fazladır. İnsanlar gibi hayat şartları var. Birbirleriyle evlenebilir, hatta çoluk çocuk sahibi olabilirler.

İnsanları, dağları, taşları, ağaçları, yerleri, gökleri, denizleri ve nehirleri yaratan Allah(c.c), tıpkı onlar gibi birer varlık olan cinleri de yaratmıştır. Cinler de Allah(c.c.) tarafından yaratılmış olan tüm varlıkların gözle görülmeyen birer fertlerdir. Kuran-ı Kerim’in ifadesine göre asıl maddeleri ateştir. Son derece latif ve ince cisimli oldukları için, gözle görülmezler. Tıpkı nurani olan melekler gibi. Onların gözle görünmemesi yokluklarını gerektirmez. Varlıkları Kuran-ı Kerim’de ve hadislerle sabittir. İnkarı mümkün değildir.

Büyük alim ŞEYH ŞA’RAVİ buyururlar ki; “Gaybi işlerde dini meselelere gelince, bunlara iman etmek vaciptir. Mahiyetini ve keyfiyetini bilmesek bile. Çünkü imanın bir zirvesi vardır ki, o da Allah’a iman etmektir.”

Bir kere kendi isteğinle Allah(c.c.)’a iman ettin mi? Aklınla zirvenin altına girdin mi? Aklın alsın, almasın Allah(c.c.)’ın her dediğini kabul etmek zorundasın. Çünkü bilmemek ve görmemek de hiçbir zaman delil sayılmaz. Çünkü maddeyi gören gözler, manaya da inanmak mükellefiyetindedir. Yani bir şeyin varolduğunu bilmemek, o şeyin yok olduğunu göstermez.

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Allah(c.c.) bir Ayet-i Kerime’de :“Ben cinleri ve insanları, ancak beni tanıyıp ibadet etsinler diye yarattım” Bir kutsi hadis’te ise : “Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek, tanınmak istedim, bunun için mahlukatı yarattım” demiştir. Allah(c.c.) insanı kendi katında 5 Saf özellikten yarattı bunlar; Kalp, Ruh, Sır, Hafi, ve Ahfa adı verilen özelliklerdir. Bu özelliklere sahip insanlar, Cenab-ı Allah(c.c.)’ta bulunan sonsuz Kemal ve Cemal sıfatlarını ve bunların tecellilerini “Esma-ül Hünsa” tabir edilen güzel isimlerinin cilvelerini, gizli ve nihayetsiz rahmet hazinelerini gördüler. Allah(c.c.) daha sonra yarattığı tüm insanlara “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sordu ve tüm insanlar bir ağızdan “Evet sen bizim Rabbimizsin” dediler. Bunun üzerine Allah(c.c.) insanların sözünde durup durmayacaklarını imtihan etmek için onları dünyaya indirmeyi diledi. İnsan, Allah(c.c.) katındaki 5 Saf özelliğiyle dünyada yaşamaya elverişli değildi, bundan dolayı 5 Saf özellik, Allah(c.c.)’ın sonsuz kudretiyle, dünyevi 5 maddi özelliğe çevrildi bunlar; Nefis, Ateş, Hava, Su ve Toprak’tır.

İnsanın dünyadaki görevi önce Allah(c.c.)’ı tanımak, birliğini kabul etmek, O’nun yardımı ve şahsi çabalarımız ile 5 Maddi özelliğimizi, asıl olan 5 Saf özelliğe çevirmektir. O’nu tanır ve bu değişimi dünyada gerçekleştirebilirsek bu bizim için en hayırlı olandır, Cennet’le ödüllendiriliriz. O’nu tanır ama bu değişimi tam olarak dünyada gerçekleştiremezsek, eksik kalan değişim ancak ve ancak Cehennem’de tamamlanabilir ve tamamlandıktan sonra Cennet’le ödüllendiriliriz. O’nu hiç tanımaz, değişim için bir caba sarf etmezsek, sonumuz ebedi olarak Cehennemdir.” Allah(c.c.) insanı bu değişikliği gerçekleştirebilecek kabiliyette yaratmıştır.

Kuran-ı Kerim’de Adem(a.s.) yaratılışıyla ilgili ayetlerde, Allah(c.c.) “Ben yeryüzünde bir halife atayacağım” demişti. Melekler de “Orada bozgunculuk yapmakta, kan dökmekte olan birini mi atayacaksın, oysaki bizler seni hamd ile tesbih ediyoruz, seni kutsayıp yüceltiyoruz” dediler. Allah(c.c.) “Şu bir gerçek ki, ben sizin bilmediklerinizi bilmekteyim” dedi ve Adem(a.s.)’e isimlerin tümünü öğretti. Ayetlerin devamında Allah(c.c.) Meleklere Adem(a.s.)’e ihtiram secdesi yapmaları istenir, İblis kibirlenir ve ondan başka bütün melekler Adem(a.s.)’e secde ederler. İblis’in anlamadığı konu, insanın bu değişim kabiliyeti idi. Meleklerin yaratılışları itibari ile nefisleri yoktur, verilen görevleri yerine getirirler, Allah(c.c.)’ı zikir ve tesbih ederler. Bunların karşılığı olarak Allah(c.c.)’ın katında derecelerinde bir değişiklik olmaz. İnsan ise ibadetleri ve hizmetleri karşılığı derecelerini yükseltebilir ve Allah(c.c.)’a meleklerden daha fazla yaklaşabilir, hizmet etmeyerek, derecesini aşağıların aşağısına da indirebilir. İşte bu özelliğinden dolayı Allah(c.c.) Adem(a.s.)’in zatında insana meleklerin bilmediği isimlerin tümünü öğretti ve ona ihtiram secdesi yaptırttı. Allah(c.c.) kainatta da bu değişim için gereken bütün maddi ve manevi ortamı hazırlamıştır. Bu ortamda insanlardan başka bir çok varlık yaratmıştır, bunlar Ruhaniler ve Cismaniler’dir.

RUHANİLER

Melekler, cinler ve şeytanlar’dır.